23 Mart 2012 Cuma

Roboski olayı hakkında

TBMM'de Büyük Kavga !

22 Mart 2012 Perşembe

Siyasette Son Dakikalar

Siyaset arenasında herkes kendince tüm kozlarını oynadığını düşünüyor.
Mecliste çoğunluğu elinde bulunduran hükümet, milletin yararına olacağını düşündüğü bazı reformları sahneye sürüyor. Yıllardır süregelen bazı yerleşmiş alışkanlıkları kökünden silip, yerine daha iyi olacağını düşündüğü çalışmalar yapmak istiyor. İç siyaset, dış ilişkiler, ekonomi, muhalefet partileriyle uğraşmak zor olsa gerek, hükümetin de eli kolu bağlanmış durumda sanki. Niyetlerinin iyi olduğunu düşündüğüm ülkemizin bakanları ilgili konularda çalışmaya koyulmuş gibi görünüyor.

Dış işlerde işler, suyun altından yürüyor. Büyük balık Amerika, tehlikeli balık İran'ı yutma planları yaparken, İsrail köşede uyuma numarası yapıp bir şeyler planlıyor. NATO denizin aslanı olmuş, kafasını bozana oltanın ucunu gösteriyor. Rusya, Suriye'nin yanında görünüp yemlerini mideye indirmenin peşinde koşuyor. Türkiye ahtapot misali, bir o yöne bir bu yöne...

İç işlerde durum daha da berbat. Ekonomik gelişmelere sevinirken, adaletsiz kararlarla yıkılıyoruz. Ülkenin adaleti zaman aşımlarıyla aşındırılıyor. Yıllardır kuyusunda saklanan failler, alarm saati gelen saatler gibi kafasını delikten çıkarıyor. Bir yerlerden kemikler, kafatasları çıkıyor. Aha çok şükür geçmişimizdeki hatalarla yüzleşiyoruz derken, 11 işçi yanarak can veriyor, ölen yine öldüğüyle kalıyor. Kadına, çocuklara artık gereken değeri vermek konusunda bilinçlendik diye düşünürken, adamın biri çıkıp iki çocuğunu öldürüp, karısına işkence tecavüz ipe asıyor.
Hükümet, 'Olaya Hakimiz' imajı yaratmaya çalışsa da aslında hükümet yetkilileri de eminim, akşam yatağında uyurken, 'Vay anasını' diye akıllarından geçiriryor. Çok yönlü ve damarları her delikten çıkan, karmaşık ilişkiler topluluğu adını verdikleri kişi ve kurumları çökertmek hepsini içeri tıktırmak istiyor. Bu sayede ülkenin feraha ereceğini bizlere deklare etmeye çalışıyor.

Ana muhalefet partisi, istisnasız tüm gelişmelere ve değişmelere karşı çıkıyor, meclisi işgal ederek minik darbelere imza atıyor, gerektiğinde kavga gürültü dalarız imajı yaratıyor. Başkan ne ile uğraşacağını şaşırmış, eminim o da 'Nerden gelip de genel başkan oldum?' diye aklından geçiriyor.

Diğer muhalefet partisi MHP, 'Yahu bu işler o kadar basit değil' havasında görünüyor. 'Biz zamanında yaptık, yanlış yaptık ama sonuçta yaptık.' demeye getiriyor işi.

BDP, bu karmaşık oyunlar silsilesinin içinde, Kürt halkının kültürel ve siyasi haklarının verilmesi gerektiğine, siyasi tutukluların cezalarının hafifletilmesi ve ülkemizin kanayan yarası Kürt sorununa çözüm arayışları peşinde, olaylara çok da dahil olmadan kenardan köşeden muhalefet ediyor.

Evet, hepsi halkın refahı için çalışıyor ya da çalıştığını düşünüyor. Var olan tüm kozlarını sahneye memnuniyetle davet ediyor. Hepsi demokratik, anlayışlı, çözüm odaklı, halkçı, çağdaş, ve dürüst olduğunu söyleyip bunun için çalıştıklarını söylüyor.

Eee peki niye olmuyor?